“Nasıl olur da bir bebekten katil yetişir? Kendi ailesinden birini nasıl öldürür?” sorusunu sorduran, namus töre cinayetlerinin kökünü sorgulatan bir eser, Yılanı Öldürseler.

Yaşar Kemal bu hikayeyi, Kozan hapishanesinde tanıştığı bir çocuktan dinlemiş ve yaklaşık otuz yıl sonra romana dönüştürmüş. 1962’de Anadolu Çocuğu adlı yazısında bu çocuğun hikayesini anlatarak, Anadolu çocuğunun erken büyümek zorunda kaldığını ve kötü gelenekten olumsuz etkilendiğini (silah kullanmak vb.) vurgular. Romanın yazılmasında bu çocuğun başına gelenler yanında, Yaşar Kemal’in babasının, Yaşar Kemal küçük yaştayken öldürülmesinin de etkisi var.

Romanda ana karakterlerden olan Esme, ayakları üzerinde durabilen bir karakter. Toplumun kuralları yerine, kendi düzeni içinde kimseye muhtaç olmadan yaşıyor. Esme yaşadığı toplumun düşüncesine, geleneklerine ters geliyor, bu nedenle öldürülmek isteniyor; toplum da bu ölümü teşvik ediyor. Töre hiç sorgulanmadan uygulanmak isteniyor. Terbiye ise kadın bedeni üzerinden veriliyor.

Esme, oğlu Hasan’la hayata tekrar bağlanıyor. O yüzden -kendi canını kurtaracak bile olsa- Hasan’ı bırakıp gidemiyor. Hasan’ın yanında olmaması demek, Esme için ölümle bir.

Esme güzeller güzeli. Bu özellikle vurgulanıyor, çünkü tüm suç, onun güzel olması sanki. Esme’nin güzelliği de mitolojideki Medusa gibi bir nevi. Mitolojideki deniz tanrısı Poseidon da bakirelik yemini etmiş Athena’nın rahibesi Medusa’nın güzelliğinden etkileniyor, zor kullanarak onu kaçırıyor. Sonrasında Athena, günahı olmayan Medusa’yı suçluyor ve onu, saçları yılana dönüşen çirkin bir canavara dönüştürüyor. Esme’nin de vurgulanan güzelliği başına bela oluyor.

Hasan ise etrafında onun aklını bulandıran, çıldırma noktasına getiren konuşmalara ve şiddete tanık olarak ve şiddete teşvik edilerek, masum bir çocuktan, annesini öldürecek düzeyde duygusuz birine dönüşüyor. Hasan toplumun şartlandırmasının kurbanı oluyor.

Romanda vurgusu yapılan bir başka canlı da kırlangıç. Kırlangıç Türk inanışında kutsaldır, onlara da yuvalarına da dokunulmaz. Romanın başında Hasan kırlangıçları sevip, onlara yuva yapıyordu. Sonrasında köyde her gün kırlangıç yuvaları yıkılıyor, tüm kırlangıçlar gidiyor. Yaşar Kemal, Hasan’ın zaman içinde ne kadar değiştiğini, kalbinin katılaştığını, kırlangıç yuvalarına kıyacak hale geldiğini anlatarak göstermek istemiş.

Büyükana yalanlar söyleyerek (hortlama vb.) Esme’nin öldürülmesini istiyor. Sadece Hasan’ı değil, tüm köyü de etkiliyor. O da ataerkil toplumda Esme’ye yapılan haksızlıklara rağmen, Esme’nin katledilmesini teşvik ediyor. Erkek gibi düşünüp hareket ettiğinde, sözü dinleniyor.

Romana adını veren Yılan büyükananın ve toplumun gözünde Esme, Hasan’ın rüyalarında Halil, ama en çok da toplum. Çünkü toplum “öldür” telkinleriyle yılan gibi zehirliyor Hasan’ı. Yılan mitolojik bir simge ve insanın cennetten kovulmasının sebebi olarak görülüyor.

Türklerde öcü alınmamış, kanı yerde kalmış insanların ruhunun; kırmızı yılan, kedi, köpek olarak sürüneceği inancı yer alıyor. Hasan da babasını kırmızı yılan olarak rüyasında görüyor. Hasan, o yılanı bir öldürseler, babası hortlamaktan kurtulacak düşüncesi içinde.

Sonunda Hasan’ın gerçekleştirdiği bu eylemin sebeplerinden biri de toplum tarafından dışlanmamak. Roman bir anlamda, töre ve birtakım intikam duygularının karşılanması amacıyla toplumun, suçsuz anne-oğulun hayatlarını söndürmesinin romanı.

Hasan annesini öldürdükten sonra bir daha eski Hasan olamıyor. Kimse ile konuşmuyor, toplumla bağını koparıyor. Sadece yaşamanın gereklerini yerine getiriyor. Büyüyüp hapisten çıktığında, çok güzel bir karısı, üç kızı ve üç oğlu oluyor. Aslında parası, malı, mülkü her şeyi var mutlu olmak için.

Roman da o şekilde bitmiş. Ama Hasan bundan sonra eskisi gibi mutlu olamaz. Annesini öldürmüş, artık o yarım, eksik…

Peki Esme’yi kim öldürdü? Hasan mı yoksa toplum mu?

KAYNAKLAR

  • Fatih Özdemir (2021). Yaşar Kemal’in Yılanı Öldürseler ve G. G.Márquez’in Kırmızı Pazartesi Romanlarında Cinayet, Cinnet ve Kötülük. Mediterranean Journal of Humanities. XI, 195-203.
  • Hatice Bülbül (2010). Aiskhylos’un “Orestia” Üçlemesi Işığında Türkan Şoray’ın Yılanı Öldürseler Filmi. Ege Üniversitesi S.B.E. Yüksek Lisans Tezi. İzmir.
  • Lola Aminova (2018). Yaşar Kemal’in “Yılanı Öldürseler” Romanında Yer Alan Geleneklerin Özbek Gelenek ve Görenekleriyle Karşılaştırılması. 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum. 7(20), 441-457.
  • Merve Usta (2021). Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi Romanına Realist Bir Yaklaşım. Mahal Edebiyat. https://mahaledebiyat.com/yasar-kemalin-agri-dagi-efsanesi-romanina-realist-bir-yaklasim/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir